1 Kasım 2010 tarihinde başlayan efsane dizi The Walking Dead, 11 sezon ve 177 bölümün ardından Rest in Peace bölümüyle 20 Kasım 2022 tarihinde final yapmıştı. Final yaparken kısa ve heyecan verici bir açıklama yapmayı da unutmadı.
Yürüyen Ölüler için son sadece başlangıçtır. Evren genişliyor. 2023’te geliyor.
Dizi’nin Rick Grimes geri dönmeden bitmesine biraz bozulmuştum ama bu son sahnede gelen haber beni biraz sevindirdi. Artık karşımızda, popülerleşen ‘dizi evreni’ akımından nasibini almış bir The Walking Dead evreni var. Bu dizi evreninde yer alacak yan diziler şu şekilde açıklandı:
Dead City (Yeni Seri)
Daryl Dixon (Yeni Seri)
Rick & Michonne (Yeni Seri)
Fear The Walking Dead (Yeni Sezon)
Yürüyen ölüler evreni, daha büyük ve daha ölü.
Mottosu ile yapımcılar dizinin kemik kadrosunu ayrı dizilerle birbirinden ayırdı. Hem ekonomik anlamda onlar rahat etti. Hem de izleyiciler de istediklerini aldı.
The Walking Dead: Dead City, 2010 yılında başlayan orijinal dizinin aynı evreninde geçen heyecan dolu bir yan dizi. Bu dizi, sevilen karakterler Maggie ve Negan‘ın başrollerini üstlendiği bir hikayeyi izleyicilere sunuyor.
İlk olarak, dizide zombilerin aslı “Walker” Türkçesi “Aylak” şeklinde belirtilirken şimdi yerine “Groaner” gelmiş. Karşılığı her ne kadar “İnleyen” olsa da takip ettiğim altyazıda “Anırgan” olarak çevrilmiş. Bu şekilde bir adlandırma, kara mizah unsurlarıyla dolu dizi evrenine komik bir dokunuş katmış. Bu değişiklik, zombi temasının farklı bir boyuta taşınabileceğini ve diziye eğlenceli bir atmosfer katabileceğini de gösteriyor.
Maggie, yine içsel çatışmalarla dolu bir şekilde karşımıza çıkıyor. Geçmişte yaşadığı travmalarla mücadele etmekte ve hala kendini bulma sürecinde. Bunun üzerine de sezon finalinde kaçırılan çocuğu Hershel’i arama yolculuğunda, geçmişiyle ilgili kabuslarla boğuşuyor. Bu kabuslarda Negan da onun yanı başında belirmekten geri kalmıyor.
Maggie, oğlunu kaçıran adamın Negan ile geçmişte çalışmış olabileceğini düşünerek onunla iş birliği yapmayı düşündüğünden, karakterler arasındaki gerilim artarken aynı zamanda onların gelişimi için zemin hazırlanıyor. Sonuçta bu ikili uzun bir süre birlikte yan yana savaşacak ve dizi daha yeni başlıyor.
Dizide dikkat çeken bir başka unsur ise Yeni Babil Federasyonu. Babil, tarih boyunca yıkılmış ve küllerinden yeniden doğan bir şehir olarak bilinir. Dizi, post-apokaliptik dünyanın merkezi, salgının sıfır noktası Manhattan adasını Babil şehriyle ilişkilendirerek bu büyülü ve tarihi bağlantıyı kuruyor. Bu, diziye derinlik katarken aynı zamanda beni de oldukça heyecanlandıran bir detay. Babil’in yeniden inşa edilme süreciyle, dizideki karakterlerin hayatta kalma ve direnme çabaları arasında bir bağlantı kurulabilir. Büyük İskender’in de Babil’in tarihinde önemli bir rol oynadığını düşünürsek, dizinin ilerleyen bölümlerinde bu tarihi referansların daha da detaylandırılacağını tahmin edebiliriz.
Büyük İskender’in Babil’i ziyaret ettiği ve kulenin harap haline hayran kaldığı belirtilir. Maggie ve Negan’ın tekneyle adaya yanaşırken sislerin ardından beliren yıkılmış şehre karşı verdiği tepki de bu olaya atıfta bulunuyor.
Babil’in efsanelerinde, insanların Tanrı’ya ulaşmak için yaptıkları kule inşası ve Tanrı’nın bunu engellemesi, ölüm ve diriliş temalarını yansıtır. Bu diziye ne kadar da uygun… Ölen insanların dirilerek tekrar hayata dönmesi ve insanların sürekli olarak ölümle karşı karşıya olmaları tam da bu metafora ait bir düzen gibi görünüyor. Karakterlerimiz sokaklarda koşuştururken gökdelen tepesinden bakan bir insan da hikayeye oldukça gizemli bir detay katmış. Muhtemelen şehrin alt tabakalarında ve üst tabakalarında yaşayan insanlar var.
Babil halkının inancına göre kulenin yedi katını çıktıktan sonra Babil Tanrısı Marduk’a ulaşılabileceği düşünülürdü. Bu inanca göre Tanrı Marduk insanlara sadece orada görünürdü. Ama onun görüntüsüne sıradan ölümlüler dayanamazdı. Babil kulesinin 7 kattan oluştuğunu, halktan kişilerin sadece birinci kata çıkabildiklerini, üst katlara sadece rahiplerin çıkma ayrıcalığına eriştiklerini ve Marduk’un görüntüsüne sıradan ölümlülerin yani insanların dayanamayacağını düşünecek olursak karşımızda sadık ve tutkulu bir tarikat olduğunu söyleyebiliriz. Durum böyle dediğim gibi olursa hiç şaşırmam. Hangi post-apokaliptik yapım olursa olsun senaryonun bir yerinde yoldan sapmış kendi başına hareket eden birinin peşinden giden insan topluluğu oluyor. Fear the Walking Dead’de de nükleer bomba ile insanları tehdit eden bir ihtiyarı indirip başa geçen Victor Strand, yeni medeniyeti kurmak için insanları bir kuleye topluyordu.
Bu kadar tarih bilgisinden sonra dizinin köklerine geri dönelim. Dizi bitmeden önce Hilltop topluluğu kırılma noktasındaydı ve çeşitli sebeplerle yerle bir olmuştu. Bu yeni dizimiz Dead City’de, Hilltop topluluğunun yeni düzeni, Yeni Babil Federasyonu’na uyumlu olmaya başlamış gibi görünmekte. İlk bölümde bu bütünleşme sürecine dair fazla sahne görmesek de ilerleyen bölümlerde bu durumun daha ayrıntılı bir şekilde ele alınacağını düşünebiliriz. Karakterlerin bu yeni düzene nasıl adapte olduğunu ve değişimleriyle nasıl başa çıktıklarını gözlemlemek heyecan verici olacak.
Negan karakteri, Yeni Babil’in muhafızları tarafından aranıyor. Muhafızların, Negan’ın Glenn’in ölümüyle ilgili olan 7. sezon finalindeki sahneye atıfta bulunması bizi 6 sene öncesine götürmeye yetiyor. Bu, Negan’ın geçmişteki eylemlerinin efsaneleşmeye başladığını ve hikayelerinin dilden dile dolaşmaya başladığını gösterir.
Şehir duvarlarında yer alan zombi öldürme partilerine dair yazılar, hayatta kalanların dayanışma ruhunu ve birlikte mücadele etme isteğini yansıtıyor. İnsanların zombilere karşı omuz omuza verdiğinin kanıtı bu yazılar, Babil Kulesi’nin yeniden inşasında çalışan insanların dayanışmasını simgeler nitelikte.
Maggie zorlu bir dönemden geçiyor ve yardım alabileceği tek kişi aynı zamanda intikam almak da istediği Negan. Maggie bu ikilemde ne kadar dayanabilir göreceğiz. Ancak, Negan kaçak bir şekilde yaşamakta ve aynı zamanda babası dönüşmüş bir kıza bakmakta. Maggie, kızın güvende olduğundan emin olmadan Negan’ın yardım etmeyeceğini anlıyor. Bu durumda, ikisi arasında iş birliği zorunluluğu doğuyor. Aralarındaki gerilim ve geçmişten gelen husumet hala devam etse de, şehre yaklaştıklarında ve sis dağıldığında asıl tehlikenin yanı başlarında olduğunu fark ediyorlar.
The Walking Dead: Dead City‘nin ilk bölümü, Maggie ve Negan’ın öne çıkan hikayelerini izleyicilere başarılı bir şekilde aktarıyor. Gerilim dolu sahneler, karakterlerin içsel çatışmaları ve dizi evrenine dair derin alt metinler, izleyicileri ekran başına kilitleyen unsurlardan sadece birkaçı. Dizinin ilerleyen bölümlerinde karakterlerin gelişimleri ve evrenin sırlarının açığa çıkmasıyla birlikte, The Walking Dead hayranlarının unutulmaz bir deneyime şahitlik edeceği ortada.
Cevapla
Yorumları Gör