Edgar Allan Poe uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı. Sanırım birkaç kitabı elime geçmişti ama o zamanlar iyi bir okuyucu değildim. Bu az sayfalı kitaplar zincirinin vesilesiyle farklı bir yazar denemek istedim ve Poe’yu seçtim. “Morgue Sokağı Cinayetleri” ya da benim okuduğum Notos Yayınları’nın Memet Fuat çevirisinde “Morgue Sokağı Cinayeti” benim için sadece polisiye türünün başlangıç noktalarından biri olmakla kalmadı, aynı zamanda insan psikolojisini derinlemesine inceleyen bir yapıt olarak karşıma çıktı. Poe, cinayet gizeminin çözümünü sunarken, karakterlerin içsel dünyasını ve toplumsal yapıyı da ele alıyor. Paris’in karanlık atmosferinde işlenen bu korkunç cinayet, sadece fiziksel bir olay olarak işlenmemiş. Aynı zamanda toplumsal tabakaların arasındaki farklılığı ve insan davranışlarının karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Poe’un ortaya çıkardığı Dedektif C. Auguste Dupin karakteri modern polisiye kurguların ilk dedektif karakterlerinden biri imiş. Bu öyküde de soğukkanlı gözlem yeteneği ve zekasıyla bu cinayeti çözüyor.

Dupin’in olay bölgesini incelerken sergilediği dikkat çekici yöntem, sıradan görünen ayrıntılara verdiği büyük önem çok hoşuma gitti. Sanırım ben olsam ben de aynını yapardım diye düşündüğümden… Bu detaylar, cinayetin çözümünde hayati rol oynayan detaylar ve Poe’nun gerilim yaratmadaki ustalığını gözler önüne seriyor. Morgue Sokağı Cinayeti, sadece gizem ve suç unsurlarıyla değil, aynı zamanda insan psikolojisinin derinliklerini keşfetmesiyle de öne çıkıyor. Kendinizi yeri geldiğinde iyice gerilirken yeri geldiğinde de olayı çözmeye çalışırken buluyorsunuz.
Diğer Hikayeler:
Benim okuduğum yayınevinin baskısındaki kitapta yazarın diğer kısa öykülerine de yer verilmiş. Bu kısa hikayelerde de Poe’yu yine insanı gerip psikolojisini allak bullak ederken buluyoruz.

- Kuyu ve Sarkaç: Bu hikaye, adeta işkence ve ölüm korkusu üzerine kurgulanmış. Ana karakter, engizisyon mahkemesinin verdiği bir ölüm kararıyla bir işkence odasında, sarkan bir bıçağın her saniye daha da aşağıya inmesiyle ölüme yaklaşıyor. Kuyu ise karakterin kurtulmaya çalışırken her an içine düşme tehlikesiyle yüzleştiği başka bir tehdit unsuru. Bulunduğu oda ise zifiri karanlık. Poe, burada ölümün kaçınılmazlığı ve insanın bu durum karşısındaki çaresizliğini okuyucuyu sonuna kadar gererek sunuyor. Karakter, zihin ve beden sınırlarını zorlayan bir hayatta kalma mücadelesi verirken, okuyucu da bu gerilimi iliklerine kadar hissediyor.

- Maelström’e Düşüş: Poe’nun doğal afetleri merkezine aldığı bu hikaye, bir burgaç ile mücadeleyi anlatıyor. Evet, “Burgaç” kelimesinin “Girdap” anlamına geldiğini bu hikaye ile öğrendim. Hikaye, devasa bir deniz girdabına kapılan bir adamın başından geçenleri konu alıyor. Hikaye, insanın doğa karşısındaki çaresizliğini ve doğanın yıkıcı gücünü gözler önüne sererken, bir yandan da hayatta kalma içgüdüsünü derinlemesine irdelemiş.

- Geveze Yürek: Poe’nun en ünlü öykülerinden biri olan Geveze Yürek, suçluluk psikolojisinin ince bir portresini çiziyor. Oldukça kısa bulduğum hikaye, bir adamın, yaşlı bir adamı öldürmesini ve sonrasında yaşadığı içsel çatışmayı anlatmakta. Bunu yaparken çeşitli imgeler ve tezatlar hikayeyi ilgi çekici kılıyor. Katilin, yaşlı adamın “korkunç gözünden” rahatsız olması onu cinayete sürükledikten sonra adeta bir film izler gibi arkaplanda gerilim müziği beliriyor. Yazar bunu nasıl yapmış bilemem ama gerçekten o duyguyu yaşatıyor. Suçluluk ve paranoya, hikayenin merkezine yerleştirilen kalp atışları ile yazar tarafından ustaca işlenmiş.

- Amontillado Fıçısı: İntikam teması üzerine kurulu bu hikayede iki karakter arasındaki gizli düşmanlık ve acımasızlık ele alınmış. Yazar bu öyküde intikamın yıkıcı gücünü ve insanın karanlık yüzünü gözler önüne seriyor. İntikamı alırken karakterin sergilediği soğukkanlılık,hem dehşet verici hem de insan doğasının karanlık yönüne ışık tutuyor. Aslında bu öykünün arkasında iki yazarın intikam hikayesi yer alıyor. Poe bu öyküyü
Edgar Allan Poe’nun bu kısa öykülerini oldukça beğendim. Sanırım okuyabileceğim yazarlar arasına Poe’yu da yazabilirim. Sadece korku ve gerilim unsurları ile değil, aynı zamanda insan psikolojisinin en karanlık noktalarını açığa çıkarması benim için ilgi çekici bir okuma deneyimi sundu. Morgue Sokağı Cinayetleri ve diğer öykülerde, anladığım kadarıyla Poe’nun karakterleri, çoğu zaman korku, paranoya ve suçluluk gibi temalarla içsel bir mücadele halinde ve bu durum, her hikayeye ayrı bir derinlik kazandırıyor.
Cevapla
Yorumları Gör